Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ve Atatürk Üniversitesi tarafından düzenlenen, 37. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu, Atatürk Üniversitesi Kültür ve Gösteri Merkezi'nde başladı.
Erzurumajans-Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü
ve Atatürk Üniversitesi tarafından düzenlenen, 37. Uluslararası Kazı,
Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu, Atatürk Üniversitesi Kültür ve
Gösteri Merkezi'nde başladı.
Topraklarımızdan Götürülen Kültür Varlıklarımız, Avrupa Ve Amerika Müzelerinin Temelini Oluşturuyor.
Sempozyumun açılış konuşmaları bölümünde, Bilim Kurulu adına konuşan
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi,
Prof. Dr. Mehmet Karaosmanoğlu, Uluslararası Kazı, Araştırma ve
Arkeometri Sempozyumu'nu uzun zamandır, Atatürk Üniversitesi'nde yapmak
istediklerini, ancak bu yıl nasip olduğunu belirterek, uluslararası
toplantının yapılmasını Rektör Prof. Dr. Hikmet Koçak'a teklif
ettiklerinde, Rektör Koçak'ın tereddütsüz bir şekilde kabul ettiğini
vurguladı.
Karaosmanoğlu, binlerce yılın biriktirdiği kültür
varlıklarının yerlerinden sökülerek Avrupa ve Amerika'daki müzelere
götürülüp sergilendiğini söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti:
"Topraklarımızdan götürülen kültür varlıklarımız, Avrupa ve Amerika
müzelerinin temelini oluşturuyor. Bu yağmanın ve eser toplamanın
ardından, Avrupa'da arkeolojinin önem kazanmasıyla bir bilim olarak
eğitim ve öğrenime başlanır. Osmanlı İmparatorluğu'nun en güçsüz olduğu
yıllara rağmen yetersiz de olsa ilk koruma ve ilk kazılar, 19. Yüzyılın
ortalarından itibaren gerçekleştirilmeye başlanır. Bu konuda, Hamdi
Bey'in katkıları unutulmaz. Cumhuriyetin ilanından sonra ise ülkemizde
bilimin gelişmesi için kurulan üniversitelerde fen bilimlerinin yanı
sıra, Atatürk'ün önerisiyle sosyal bilimler alanında tarihe, dile ve
kültüre önem verilmiştir" dedi.
Tarihi Eserlerin Üzerine İmar, Ticaret ve Rant Adına Yapılacak Olan Her Şeye Karşıyız
Erzurum Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, Koruma, Uygulama ve Denetim
Birimi'ni kurduklarını anımsatan Erzurum Büyükşehir Belediyesi Genel
Sekreter Yardımcısı Selami Keskin, 100'e yakın proje çalışmasının bu
birim tarafından yürütülmekte olduğunu söyledi. Erzurum'da tarihi
eserlerin üzerine imar, ticaret ve rant adına yapılacak olan her şeye
karşıyız diyen Keskin, ayrıca Koruma, Uygulama ve Denetim Birimi'ni bir
koordinasyon merkezi olarak kurduklarını aktardı.
Tüm İnsanlığın Ortak Mirası Olan Kültür Mirasımızın Aydınlatılmasına Yönelik Çalışmaları Hızla Devam Ediyor.
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Abdullah Kocapınar,
Ülkemizin tarihin her döneminde sahip olduğu özel, coğrafi ve jeopolitik
konumu nedeniyle pek çok uygarlığa ev sahipliği yaptığı ve zamanla bu
uygarlıkların bıraktığı izlerle adeta açık hava müzesine dönüştüğünü
belirterek, şöyle devam etti: "Gururla belirtmek isterim ki, tüm
insanlığın ortak mirası olan kültür mirasımızın aydınlatılmasına yönelik
çalışmalar, Anadolu'da iki asra yakın bir zamandır yerli ve yabancı pek
çok bilim insanı tarafından büyük bir titizlik ve özveriyle devam
etmektedir. Bugün Anadolu'dan büyük bir özveriyle başlayan çalışmalar,
21. Yüzyıl Türkiye'sinde çok uluslu ve kurumsallaşmış kazı ve
araştırmalara dönüşmüştür. Bu bakımdan bakanlığımızca izin verilen kazı
ve yüzey araştırması çalışmaları ile arkeolojik bilimsel çalışmaların
sonuçlarının değerlendirildiği, kendi dalında tek olma özelliği taşıyan
sempozyum, ulusal ve uluslararası bilim çevreleri tarafından yakından
takip edilmektedir. Ülkemiz coğrafyasındaki geçmişten günümüze hayat
bulmuş tüm uygarlıkların varisi ve hamisi olarak bakanlığımız,
devraldığı kültürel birikimin zenginliğiyle kazı ve yüzey
araştırmalarının bilimsel açıdan kurumsallaşmasına yönelik çalışmalarına
yoğu bir şekilde devam etmektedir" şeklinde konuştu.
Çeşitli Bilim Dallarında, Üniversitemizden Mezun Olan 300 Bine Yakın Kişi, Üniversitemizin Gurur Kaynağıdır.
"Erzurum, tarihi İpek Yolu üzerinde kurulmuş, Asya ile Avrupa'yı
birbirine bağlayan köprü vazifesi gören bir şehir. Kültür vazifesi
görürken de kültür, eğitim ve ticaret merkezi olmuş bir şehirdir"
sözleriyle, konuşmasına başlayan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Hikmet Koçak, Erzurum'un tarihin bu kadar eski olduğunu ve Cumhuriyet
döneminde de önemini kaybetmeyerek daha da artırdığını söyledi. Koçak,
"Atatürk, 1937 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış
konuşmasında, Doğu'da bir üniversite kurulması arzusunu dile getiriyor.
Ancak Atatürk'ün 1938 yılında vefat etmesi ve sonraki yıllarda II. Dünya
Savaşı'nın başlamasıyla bu durum askıya alınıyor. 1950'lerde üniversite
kurulması tekrar gündeme geliyor ve o dönemki siyasilerin de kararıyla,yerinin Erzurum, isminin de Atatürk olmasına karar veriliyor. Erzurum
tarihi geçmişiyle de önemli olduğu için kurulduğu günden itibaren
Atatürk Üniversitesi, her bölümde çalışmalar yapmaya başlamış ve fen,
sağlık, spor, kültür ve diğer alanlarda da öncülük yapmıştır. Bugünde
geldiğimiz noktaya baktığımızda sadece arkeoloji açısından değil, bu
güne kadar örgün ve açıköğretimle birlikte 300 bine yakın bir mezun
vermiş bir üniversiteyiz. Buradan yetişip diğer üniversitelerde hizmet
eden çok sayıda mezun ve öğretim üyemiz var. Daireyi biraz daha
daraltırsak, hemen hemen her müzede, üniversitelerin arkeoloji ve sanat
tarihi bölümlerinde yine Atatürk Üniversite'nden yetişmiş elemanlarımız
bulunmaktadır. Bu da bize üniversite kuran üniversite olarak gurur
veriyor. Her alanda olduğu gibi arkeoloji alanında da bölgemize,
ülkemize ve insanlığa hizmet etmek bizi sevindiriyor" dedi.
"Doğudan Yükeselen Işık" tabiri, Erzurum ve Atatürk Üniversitesi'ni Tarif Ediyor
Açılış konuşmalarının son bölümünde söz alan Kültür ve Turizm
Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun ise öncelikle Atatürk
Üniversitesi yayınlarından olan "Doğudan Yükselen Işık" isimli kitabın
isminden çok etkilendiğini söyleyerek, bu ismin Erzurum'u ve Atatürk
Üniversitesi için çok güzel bir tabir olduğunu vurguladı. Müsteşar Prof.
Dr. Ahmet Haluk Dursun, Arkeoloji ve Sanat Tarihi mezunlarını Kültür ve
Turizm Bakanlığı bünyesinde istihdam etmek için çalıştıklarını
belirterek şöyle konuştu: "2015 yılı bizim için Arkeoloji ve Sanat
Tarihi bölümlerinden yetişen öğrencilere kadro bulma arayış yılıydı.
234 kadro Maliye Bakanlığı'ndan ilan edildi. Ayrıca Çanakkale'de
görevlendirilmek üzere sadece o bölgeye has Arkeolog ve Sanat Tarihçi
almak üzere ayrı bir kadro ilan ettik. Bu bölümlerden mezun olan
öğrencilerin iş bulma derdi var. Biz bu dertle dertlenmek ve bu soruna
çözüm bulma durumundayız. Yerel yönetimlerin istihdamlarında, kadro
politikalarında, hizmet alanlarında, mimar ve mühendis gibi teknik
elemanların yanında, mutlaka Arkeolog ve Sanat Tarihçi istihdam etmeleri
lazım. Bu durumu Türkiye genelinde ısrarla talep ediyoruz. Böylelikle
halkta bilinçlenmiş olacaktır. Ayrıca Erzurum'un bu konuda çok bilinçli
olduğunu gördüm ve çok sevindim" dedi.
Açılış konuşmalarının
ardından sempozyumun ilk oturumunda, Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi,
Prof. Dr. Mehmet Karaosmanoğlu, Türkiye'de tamamlanmış ve devam eden
arkeolojik kazılardan hakkında bilgi verdi.