Kapının önü diğer ülkelerin sporcuları ve taraftarları ile doluydu ve insanlar sporun vermiş olduğu dostluk ve kardeşlik duyguları ile eğleniyorlardı.
Bu yarışta bizim en büyük rakibimiz Slovenya'nın Maribor şehriydi.
Slovenyalı taraftarlar bizim halaya benzeyen bir oyunla coşarlarken, biz de Türk ekibi olarak bayraklarımızla bu halkanın içerisine girip oyuna dahil olmuştuk.
Rakip ülke vatandaşları ile birlikte sergilenen bu görüntü etrafta güzel bir sinerji oluşturmuştu.
Bir müddet sonra ülkeleri kapıdan içeri almaya başlamışlardı ki ortamda bir sıkıntı yaşandığını hissettik.
İtalyanlar her ülkeden belli bir sayıda insanı içeri alacaklarını söyleyince ortam gerilmişti, çünkü böyle bir uygulama bizim ekibin büyük bir kısmının dışarıda kalacağı anlamını taşıyordu.
Bu arada kapının her iki tarafını tutan Rektör Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz müthiş bir tepki vererek, hepimizin o salona girmemiz gerektiğini söyledi ve ciddi bir direniş gösterdi.
Bir kaç dakikalık diyalogdan sonra görevliler haricinde belli bir sayının alınmasına karar verildi.
Bu teklif işimize gelmişti, kimimiz TRT kameralarının kablosunu tutarak, kimimiz başka metotlar uygulayarak tüm ekip salona girmeyi başarmış, neticede salonda yerlerimizi almıştık.
Ben en arkada bir sandalye bulmuş, ayakkabılarımı çıkarıp sandalyenin üstüne çıkmıştım.
FİSU Başkanı George Killian elindeki zarfla mikrofonun başına geçip yavaş yavaş zarfı açmaya başlamıştı ki cep telefonum çalmaya başladı, arayan Doğu TV sahibi gazeteci dostumuz İrfan Alyanak'tı.
İrfan Alyanak oylamanın neticesini almak için aradığını söyleyince, kendisine şu an zarfın açılmakta olduğunu ve bir kaç saniye içerisinde kararın okunacağını söyleyip, telefonumu salona doğru kaldırıp dinlemesini istedim,
Kısa bir zaman içinde George Killian'ın ağzından Erzurum kelimesi çıktığında telefonun öbür ucunda İrfan Bey bu tarihi anı anında Erzurum'a aktarmış, bende bir nevi canlı yayın yapmıştım.
Bu tarihi anı yansıttığım eski model telefonumu hatıra olarak saklamadığımdan dolayı her zaman pişmanlık duyduğumu da bu arada belirtmek isterim.
Salondaki halimiz görülmeye değerdi, Vali Bey Rektör Bey'e sarılmış, herkes birbirini kutluyor, kazanılan bir zaferin mutluluğunu yaşıyorduk.
İçimizi öyle bir sevinç kaplamıştı ki salondaki yabancı ülke temsilcileri bile bizim bu sevincimize gıpta etmişlerdi.
Salon içerisindeki coşkumuz salonun dışına da taşmıştı, ellerimizdeki ay yıldızlı bayraklarımızla sevinç gösterilerimiz bir müddet daha devam etti.
Aynı sevincin ve coşkunun Erzurum'da yaşandığını ekranlardan izlerken, uzun yıllardan beri ilk defa şehrin makûs talihinin değiştiğine şahit oluyorduk.
Akşam, Erzurum'a gönül vermiş işadamlarımızın sponsor olduğu geniş katılımlı bir yemek organizasyonu yapılmıştı.
FİSU üyelerinin ve bizim kafilenin katıldığı bu yemek bir nevi zafer davetiydi, oldukça keyifli bir gece geçirmiştik.
Yemekten sonra bizim Türklerin işlettiği lokantaya gidip güzel bir çay demletmiş ve sevincimizi buraya taşımıştık.
İstanbul Erzurumlular Vakfı Başkanı Gani Hamutçu ile karşı karşıya oturup sohbet ederken, Gani Bey, kol düğmelerini çıkarıp o günün hatırası olarak bana hediye etmişti.
Gece nasıl uyuduk, sabah nasıl uyandık, hiç birimiz farkında değildik.
Şehir olarak büyük bir sorumluluğun altına girmiştik, bundan sonra kazanılan zaferi en iyi şekilde taçlandırmak, yani yüz akı ile bu büyük organizasyonun altından kalkmak tek hedefimiz olmalıydı diye aramızda konuşuyorduk.
2011 Üniversitelerarası Kış Oyunları'nın kazanılmasında çok zorlu süreçlerden geçilmişti.
Mutfakta bu işi pişiren kurmay bir ekip vardı.
Uluslararası bir organizasyonun ülkemize kazandırılmasında oluşturulan stratejiler, lobi çalışmaları, kulisler bu ekip tarafından yapılmıştı.
2011 Üniversitelerarası Kış Oyunları'nın şehre kazandırılmasında maddi ve manevi desteklerini sunanlar, gönülden bu işe koşanlar, elbette ki Erzurumluların hafızalarında asla unutulmayacaklardır.
2011'in kazanılması ve oyunların eksiksiz bir şekilde tamamlanması ise Erzurum için onur verici bir başarı olarak spor tarihine geçmişti.
Bu zorlu sınavdan sonra, 2011 Kış Oyunları'nın Erzurum'a kazandırmış olduğu tesislerin kullanılması ve yeni organizasyonların yapılması asıl başarımız olacaktır.
Unutulmamalıdır ki oyunlara ev sahipliği yapmak, en modern spor tesislerine sahip olmak başarıdır.
Asıl başarı ise bu tesislerin atıl kalmaması ve başarının sürekliliğidir.
Üniversitelerarası Kış Oyunları'nı kazanmamızın üzerinden tam yedi yıl geçmiş bulunmaktadır.
Bu oyunların Erzurum'a kazandırılmasında ve organizasyon sırasında emekleri geçen başta Sn. Başbakan R.Tayyip Erdoğan olmak üzere, Devlet Bakanı M. Ali Şahin'e, Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak'a, Erzurum Valisi Celalettin Güvenç'e, Atatürk Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz'a, Atatürk Üniversitesi Rektörü Hikmet Koçak'a, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçüklere, Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay'a, 2011 Genel Koordinatör'ü Bekir Korkmaz'a, İTO Başkanı Murat Yalçıntaş'a, Gençlik Spor İl Müdürü Fatih Çintimar'a, Sivil Toplum Kuruluşları'na, maddi desteklerini esirgemeyen işadamlarımıza ve bu yolda emekleri geçen herkese şükranlarımızı bir kez daha sunarken, temennimiz bu tesislerin daha büyük organizasyonlar için kullanılması ve Erzurum'un yeni zaferler kazanmasıdır.