25’inci Üniversiteler Arası Kış Oyunları muhteşem bir finalle sona erdi. 27 Ocak’ta başlayan ve Erzurum’u dünyaya tanıtan bu önemli organizasyonu yüz akı ile tamamlamanın ve bu zor sınavı başarı ile geçmenin haklı gururunu yaşıyoruz.
Sorunsuz bir şekilde bitirdiğimiz bu büyük organizasyonla, tüm dünyaya Erzurum’un kış turizminde ve kış sporlarında iddialı bir konumda olduğunu ilan etmiş olduk.
Açılış ve kapanış törenlerinde Erzurum’un zorlu soğuğuna rağmen insanımızın yediden yetmişe 2km’lik yolu yürüyerek stadyumu doldurmaları, oyunlar süresince tüm müsabakalara yoğun ilgi göstermeleri, Erzurumluların oyunları sahiplenmelerinin güzel bir göstergesiydi.
Dadaşların bu içten yaklaşımlarını, gelecekle ilgili daha iyi noktalara ulaşacağımızın sinyalleri olarak yorumlayabiliriz.
Kapanış töreni açılış seremonisinin gölgesinde kalmış olsa da yinede görkemliydi.
İyi bir imtihan verip, gelecek için ümit kapılarını aralarken, yaşamış olduğumuz bu süreçteki ufak tefek eksikliklerimizi de bilip, onları telafi ederek ileride hedeflediğimiz Dünya Olimpiyatları’na daha emin adımlarla ulaşabiliriz.
Oyunlar sırasında en ufak bir güvenlik sorununun yaşanmaması, Erzurum Emniyet Müdürlüğü ve asayişle ilgili birimlerin takdir edilmesi gereken bir başarısıydı.
Açılış töreninde G ve F kapılarının önünde uzun kuyrukların oluşması seyircilerin biraz sabırlarını taşırdı, ama kapanış töreninde böyle bir durumun olmaması sevindiriciydi.
Son gün, gönüllü gençlerin başlangıçtaki ciddiyet ve disiplinden biraz uzaklaştıkları net bir şekilde görünüyordu, stadyum içerisindeki görevli gönüllülerin ağızlarında sigara ile dolaşmaları bunun somut göstergelerinden biriydi.
Resmi bayramlarda belediye başkanının halkı selamladığı tören arabasını hatırlatan atlı kızaklar ve bu kızaklarla yetkililerin mikrofon başına götürülmeleri biraz basit kaçmıştı.
Tiftik başlık ve eldiven giymiş, bıyıkları buz tutmuş kızakçıların sürdüğü çift atlı kızakların stadyumda dolaşmaları, çok daha anlamlı olabilirdi.
Konuşmalar oldukça uzun ve sıkıcıydı, oysa açılış konuşmalarında Sn. Cumhurbaşkanı, Sn. Başbakan ve Sn. Meclis Başkanı’nın konuşmaları son derece kısa ve anlam yüklüydü.
İlk kürsüye çıkan Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler’in yuhalanması ise hiçte şık değildi, dünyanın bizi seyrettiği bu önemli günde böyle bir protestonun ne yeri ne de zamanıydı, “Kırılan kol yen içerisinde kalmalıydı.”
İsmi “Üniversiteler Arası Kış Oyunları” olan bu organizasyonda, elli yıllık köklü bir geçmişi olan Atatürk Üniversitesi’nin öne çıkarılmaması ise anlaşılır bir durum değildi.
Oyunların alınmasından bugüne dek önemli bir görev üstlenen Atatürk Üniversitesi’nin sanki de göz ardı edilmesi ve ön plana çıkarılmaması hiçbirimizin gözünden kaçmadı.
Oyunlar bayrağını Harbin’de teslim aldığımız törende sahnede olan ve bayrağı alan Atatürk Üniversitesi Rektörü Sn. Hikmet Koçak Hoca’mızın kendi evinde bayrak teslim töreninde olmaması, kafaları biraz karıştırdı ve yüreğimizi de incitmedi değil.
Şehrin; Büyükşehir Belediyesi’nin bayraklarıyla donatılması ise siyasetin küçük kurnazlıkları olarak caddelere yansıdı, oysa FİSU ve oyunlar bayrağı ön planda olmalıydı.
Bazı belediye başkanlarının Bilbortlarda “Hoş geldiniz Sn. Başbakanım” yazılı afişleri ise siyasetin kaygan zemininde düşmeden yürümek istemenin bir yansıması olarak halk arasında yorumlandı.
Provalarda yürüyen Nuh’un Gemisi’nin teknik bir aksaklıktan dolayı program akışında olmayışı büyük bir talihsizlikti.
Nöbetçi berber uygulaması, Pazar günü bazı misafirlerin köşe bucak berber aramalarına yol açtı, bu özel günde bu yasağın kaldırılması çokta yerinde olurdu.
Rüstem Paşa Çarşısı’nın önüne konulacak büyük bir semaverle gelen misafirlere ücretsiz çay ikramı yapılsaydı hiç de fena olmazdı.
“Bu kadar kusur kadı kızında da olur” derken, dört dörtlük bir organizasyon yaptığımızı ve her şeyin mükemmele yakın olduğunu iftiharla, göğsümüzü gere gere söyleyebiliriz.
Uzun yıllardan beri kaybettiğimiz güven duygusunu şehre kazandırması, üzerimizde dolaşan karamsar tabloyu dağıtması, Erzurum’a bir canlılık ve moral getirmesi, 2011’in önemli kazançları arasında sayılabilir.
Üstesinden rahatlıkla geldiğimiz bu çetin imtihandan sonra, hedefimiz; Dünya Kış Olimpiyatları’na ev sahipliği yapmak ve Erzurum’u dünyanın en gözde kış turizmi merkezi haline getirmek olmalıdır.
2011 referansı ile “Yaptıklarımız, yapacaklarımızın garantisidir” diyerek, bu hedeflerimize ulaşabileceğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz.
Deniz, kum ve güneş denilince, dünyada akla Akdeniz sahilleri ve Antalya geliyorsa, bundan sonra da kış turizmi ve kış sporları denilince akla Erzurum gelecektir.
2011 oyunlarındaki başarımızla en büyük madalyayı Erzurum’un aldığını içtenlikle ifade edebiliriz.
Bu paha biçilmez madalya, Palandöken’in bağrında ebediyete kadar asılı duracak olan 2011 başarı madalyasıdır.
Hayırlı uğurlu olsun, Allah nazarlardan saklasın.