Bölge Haber Girişi : 25 Mayıs 2017 06:10

Mustafa Kemal'in askerleri...

Mustafa Kemal'in askerleri...
20 bin kişi hep bir ağızdan bağırıyor;
-Vallahi olacak... Billahi olacak... Erzurum bu sene şampiyon olacak!
Futbol, sadece futbol değildir... Futbol; bir endüstri, spor aynı zamanda; tüm aykırı ruhların bir araya geldiği siyasal ve sosyolojik bir bileşkedir.  
Slogandır spor...
İddiadır..
'Şampiyonluk bu şehrin ruhunda var' dediğiniz anda; 6 Kasım 1980 Birezilya/Jatei doğumlu hayatında hiç kar görmemiş Marcelo; Mert olur.. 9 Ağustos 1994'de karlar ülkesinde güneş görmeden doğan çocuk Murat Paluli ise Nobre...
Dedik ya; Futbol sadece futbol değldir...

3 Temmuz Sdadyumu'nun, Nene Hatun Kız Lisesi'nin camlarına sırtını dönerek buzun üzerine planjon atan Ersinler, Osmanlar, Cenaplar, Alpaylar, Sedatlar, Nejdetler, Aydınlar, Ragıplar, Hüseyinler, Orhanlar ve daha niceleri unutulur ama Kartal Yuvası Vodefone Arenanı'nın her babayiğidin evine seremeyeceği kalitedeki çimden halısının üzerinde büyüyen Ahmet kahramandır...

O, 3 Temmuz ruhu başka bir yazı konusu... 'Nerelerden geldik, nereye gidiyoruz...'
Ben, bugün Erzurum'un eti üzerine tuz dökerek tepinenlerden öte bu şehrin yüceliğini yüreğinde hissederek ikbalnde huzur bekleyenlerden bahsetmek istiyorum.

Bugün; 24 Mayıs Zaferi'ni anlatmak derdindeyim!

Hani, O Akaytay Kardeşler vardı ya işte öylesi bir ruh halindeyim. Ne diyordu rahmetlik Sırrı Akaytay;

''Bir şehir var yaylada, teeey yücelerde!...
Karlı dağlara sırtını,
Gönlünü bir garip sevdaya vermiş.
Esen rüzgârları hudutsuz,
Uçan kuşları hürriyet dermiş...''

Şmdi ben, İstanbul'da tarihi Dolmabahçe'den, Mithatpaşa, İnönü ve şimdi en büyük sponsoru Vodefone olduğundan öyle anılan o stadyumun etrafını parselleyen zurnacıların 10 kuruşluk kalitesine ne diyeyim?

''Süt mevsimi gecelerde
Bembeyaz sabrını bürünüp ovaların
Dağlarınca heybetli, yıldızlarınca umutlu
Bir eli tüfeğinde, bir eli kaşında
Hudutlar beklemiş tabya başında..''

Beşiktaş Çarşı'nın bir ara sokağında Radyo Ritm'in Genel Yayın Yönetmeni Mesut Gülrenk ağabey ve bizim hiç büyüyemeyen ve işini en profesyonelce yapan, uluslararası fotoğraf gözümüz, özümüz Onur Sağsöz ile ciğerlerimizi dağlayan acısıyla midemizi dolduran kebabın lezzetini nasıl anlatayım!

Ya da, Pusula Gazetesi'nde çeyrek asırlık spor muhabirliği serüveninin zirvesindeki Nurullah Pala'nın iş disiplinini... Veya hayallerine doğru emin adımlarla yürüyen Burak Döşer'in heyecanını...


''Maniler yakılmış: Erzurum ekin ekin
Türküler koşulmuş: Erzurum çarşı Pazar
Sen ağlama demiş canikom
"Kirpiklerin ıslanır
Ben ağlim ki, deli gönül uslanır..."

Allah'tan, bu şehrin bir destanı var da bu tür durumlarda imdada o   yetişiyor:

''Bile yazılmış kaderi yiğidiyle toprağının
Bir soluk dinlenmeden didinmiş durmuşlar
Feleği hicveylemiş Nef'î, kayalar misali
Sularınca ah çekip yollara düşmüş Emrah
Yıldızlarca dertli Kerem, Aslı'nın peşinde.

Dağ değil Palandöken, gözdağıdır.
Yücesine kurulmuş camileri seslenir.
Duasında müm'indir Çifte Minareler
Üç Kümbetler, masalda Selçuk'un üç dilberi
Şahlanan bir gururdur beri yanda Aziziye,
Sanatın çiçek açan bahçesi Yakutiye.''

Ve  o an.. Titriyor insan... Birden unutuyorsun her şeyi. En özeli; bu kritik anlarda Erzurumspor'un yüreğini çıkarıp sahaya koyan oyuncusu Erdem Koçal'ın hakem Halis Özkahya'dan sarı kart görmemesinden önce Palandöken Gazetesi'nin Başyazarı Mehmet Şener'in basın tribününde sarı kart görmesiydi... Sen misin, mavi-beyaz atkıyla basın tribününde oturan!  Yutar mı hiç Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD)'nin Birgül ablası... Şener, ucuz atlattı.. EYOF 2017'de ben gibi direk kırmızı kartta görebilirdi. (O zemheri ayazında Saltukhan ile  Erzurum'da basın tribününden nasıl da atmıştı! Neymiş, basın tribününe çocuk girmezmiş... Ah keşke herkes Birgül abla gibi işinde titiz kalsa...)

Ben geçek tarihe, o tarihin tekerrürüne ve gerçek kahramanlarına inanırım. 16 Mayıs 1919 günü işte tamda buradan, yol almıştı Samsun'a doğru Mustafa Kemal ve ancak 3 Temmuz'da varabilmişti Erzurum'a.. Oysa şimdi toru topu bir saat 15 dakika kanatlı at (Pegasus) ile  ne çabuk tükeniyor şu asırlık zaman... Ve Sivas ellerinde türküler çalınıyor 23 Temmuz yeniden doğuyor... O gün gibi bugün; Mustafa Kemal'in askerleri zirveye koşuyor:

''.. Hele dadaş adan gurban
Alçaktan bir türkü aldır,
Hasret yüklü sesinle.
Yaz gelende çıkarlar mı yayla başına,
Semaverler tütende çermik yolunda,
"Al yeşil giyinip allanır" mı tazeler,
Kaytan bıyıklı dadaşlar, kol kola mı gezerler? 
....

Bir şehir var yaylada,
Bulutlara değer başı,
Gönlümde sevdanın dumanı tüter;
Rüzgârı hudutsuz,
Uçan kuşları,
Hürriyet hürriyet diye öter.''

ŞAMPİYONLUK NOTLARI:

1- Biz şampiyon olduk seviniyoruz ama Gümüşhane için üzüldük. Üst üste iki yıldır finalden dönüyorlar. Gerçekten çok içten samimi ve centilmen bir taraftar kitlesi var. Takımları ise harika futbol oynuyor. Ancak bazen iyi oynamak kazanmaya yetmez, bir de özgül ağırlığın olacak yani kategori meselesi...

2- Bu şampiyonlukta bir rol yapanlar var bir de rol çalanlar. Gördüğümüz şu; Başkan Ali Demirhan bu işin lobisini, kuralını ve pazarını biliyor. Tam bir kulis ve denge adamı. Çok iyi bir ikinci adam. Ancak bu şampiyonluğu getiren itici güç ve birinci adam Mehmet Sekmen...

3-Sayın Bakanlar, mebuslar sizi sadece mesajlarınızda basın bültenlerinizde, şovlarda ve fotoğraflarda değil, sevincinde -hüznünde özetle her anında  Erzurum'un yanında görmek istiyoruz. 

4- Efsanelerin varlığıyla-yokluğu an meselesidir. Erzurum yeni bir moral değer buldu, 15 yıllık ezikliğinden kurtuluyor aman ha bu sinerji boşa gitmesin. Özüne dönmeyen köze döner... O köz de bu dağın karını eritmez kendini yakar. Misal; Nobre, bu şehir için bir rol model olabilir. Bu anlamda yeni bir 'Mertlik  Planlaması' şart. Bu şehrin insan kaynağı onlarca 'Altınordu' yaratacak potansiyele sahip.

GİZLİ KAHRAMANLAR:

Dün Vodefone Arena'da bu kulübe beş kuruş katkısı olmayanlar kupaya sarılmak için birbirlerini ezerken, hiç bir fotoğraf karesinde göremediğimiz isimlerde vardı. Gerçek mavi-beyaz ve gerçekten Erzurum sevdası ile yürekleri çarpanlar. Erçimsan ve ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik gibi. Bu takımın temelini atan Saim Özakalın ile birlikte bu kulübe yeniden kurumsa bir kimlik kazandıranlar... B.B. Erzurumspor'un, Büyük Erzurumspor olmasını istiyorsanız vefalı olun...

AH CANISI VAH CANISI!

Bizim kuşağın başarı öyküsü, öz güveni İbrahim Erkal'i sadece sosyal medyada değil dün o stadyumda da unutmamalı, anmalıydık. Büyük Erzurumspor taraftarı neden dün 'Canısı' diye haykırmadı? Demek ki, bu şehrin artık siyasi figürler den çok her alanda birikimi olan tribün liderlerine de ihtiyacı var. Bu kafayla görüp göreceğimiz ancak PTT 1. Lig olur, 2026 ise hayal... Bizden söylemesi!
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Akademisyen 01 Ocak 1970 02:00

    Orhan bey Erzurum un yetiştirdiği nadir ve çok kıymetli bir gazetecisiniz.. Kelimesi kelimesine katılıyorum düşüncelerinize.. Özellikle başlığı çok güzel seçmişsiniz.. Tebrik ederim..

  • Ahmet Veyisoğlu 01 Ocak 1970 02:00

    Selamlar Öncelikle bu güzel yazıdan dolayı sizi tüm samimiyetimle kutluyorum. Ancak ufacık bir noktayı hatırlatmak istiyorum. Belki sizin statta bulunduğunuz yerde İbrahim Erkal abimiz hatırlanmamış olabilir ama benim bulunduğum kale arkası güney üst tribününde davullu taraftar grubunun olduğu bölümde Canısının 3-4 şarkısını gözlerimiz dola dola söyledik. Bu konuda ben şahsen müsterihim. Saygılar

  • vy 01 Ocak 1970 02:00

    Fatih Sultan Mehmet Han ın askerleriyiz.