Koçak Rektör (Prof. Dr. Hikmet Koçak Hoca)

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Doğuda bir Üniversite kurulmalıdır" fikri doğrultusunda 1957 yılında temeli atılan Atatürk Üniversitesi bu gün Türkiye'nin en seçkin üniversiteleri arasında eğitim ve öğretimini sürdürmektedir.

Atatürk Üniversitesi,kuruluşundan bu güne, Erzurum'a  ve eğitime gönül vermiş fedakar insanların alın teri ve özverili çalışmalarıyla  her geçen yıl daha gelişerek "Üniversite Kuran Üniversite" unvanını almıştır.

Dönemin Başbakanı Adnan Menderes 'in,  Milli Eğitim Bakanı hemşerimiz Prof.Dr.Rıfkı Salim Burçak'ın büyük çabaları ve Erzurum halkının konuyu sahiplenmesi ile şehre kazandırılan Atatürk Üniversitesi  1958 yılında Şair Nefi Ortaokulu'nda eğitime başlamış bu gün 23 Fakülte,1 Yüksek Okul,1 Konservatuar,12 Meslek Yüksek Okulu,8 Enstitü ,25 Araştırma ve Uygulama Merkezi ile  ülkemizdeki üniversiteler arasında gıpta edilecek konuma gelmiştir.

Üniversitemiz, bu konuma, görev süreleri içerisinde hizmet eden  rektörlerin , yönetim kadrolarının ,akademik ve diğer personelin gayretleri ile  ulaşılmıştır.

1957 yılından itibaren 15. rektörün görev yaptığı Atatürk Üniversitesi bu hafta 16'ıncı rektörüne kavuşmuş bulunmaktadır.

Bu rektörlerin içerisinde bir yıl görev yapanlar olduğu gibi 16 yıl görev yapan (Prof.Dr.Hurşit Ertuğrul) rektörlerde olmuş neticede ,Atatürk Üniversitesi  Türkiye'nin en seçkin üniversiteleri arasına girmiştir.

Kaderin cilvesi olsa gerek bu ay  14'üncü rektör, hemşerimiz Yaşar Sütbeyaz aramızdan ebediyen ayrılırken, 15'inci rektör Prof.Dr.Hikmet Koçak'ın da görev süresi bitti.

Prof.Dr. Ömer Çomaklı'da 16'ıncı rektör olarak bu hafta görevi teslim aldı.

Hayatın sürekliliğini ve gerçekliğini yansıtan bu tablo, hatıralarda kalmanın hayırlı hizmetlerde bulunmakla sağlanacağını da hatırlatmaktadır.

Görev süresi sona eren Hikmet Koçak Hoca'yı bu hizmet zinciri içerisinde çalışkanlığı,dürüstlüğü,ağır başlılığı ve samimiyetiyle gördük ve takip ettik.

Gönül insanı olan  Hikmet Hoca'yı  hekimlik mesleği  ve yöneticiliği sırasında insana ve ülkeye  hizmet etmek  aşkıyla dolu bir şahsiyet olarak tanıdık ve kendisine saygı duyduk.

Etik kavramların ayaklar altında çiğnendiği dönemde muayenehane  hekimliği yapan hocanın asla akçeli işlere bulaşmadığına tanık olduk.

Sekiz yıllık rektörlük görevi sırasında Atatürk Üniversitesini hakkıyla temsil eden Hikmet Hoca  bir çok başarılı hizmete imza atarak Sütbeyaz Hoca'dan aldığı  hizmet bayrağını daha ileriye taşımış ve  layıkıyla ipi göğüslemiştir.

Bu hizmetler içerisinde , Açık Öğretim Fakültesi'ni  Erzurum'a kazandırması her türlü takdirin üzerinde olmuştur.

2016 yılı itibariyle  Atatürk Üniversitesi çatısı altında 140 000 öğrencinin Açık Öğretim Fakültesi'nde  eğitim görmesi bu kazanımın açık bir ifadesidir.

Koçak'ın en anlamlı projelerinden biri şüphesiz Türkiye'nin Astronomi, Astrofizik ve Uzay Bilimleri alanındaki en büyük projesi olan Doğu Anadolu Gözlemevi  Projesidir.

Türkiye'nin en büyük teleskopunun  yer alacağı bu gözlem evinden  uzayın seyredilmesi ve bu alanda bilimsel çalışmaların yapılacak olması şehrimize büyük avantaj sağlayacaktır.

Son sekiz yılda Atatürk Üniversitesi'nin  bilimsel yayın sıralamasında ülkedeki üniversiteler arasında ilk on sırada yer alması da önemli bir göstergedir.

Tarih ve kültür alanında  yayınlanan eserlerin fazlalığı, 800 kişi kapasiteli yeni kütüphane ve okuma salonunun hizmete girecek olması  memnuniyet verici bir başarıdır.

Organ nakli konusunda üniversitenin belli bir başarıyı yakalaması,Kalp Merkezi,Hiperborik Oksijen Tedavi Merkezi,Tüp Bebek Merkezi,Kemik İliği Nakli Merkezi Ayaktan Kemoterapi Merkezi gibi sağlık alanında atılan önemli adımlar ile hasta ve  hasta yakınlarının faydalanacağı  Ata Otel'in faaliyete geçirilmesi,Diş Hekimliği Fakültesinin Avrupa standartlarının üstünde bir yapıya kavuşturulması Hikmet Hoca'nın hekimlik yönünü yansıtan fevkalade önemli hizmetlerdir.

Doğu Anadolu İleri Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Uluslararası Gökyüzü Şehri Parkı Projesi Erzurum'u gelecek yıllara taşıyacak olan  yüz akı  yatırımlardır.

                 Şehir ve üniversite arasındaki kopukluğun onarılmasında büyük gayret sarf eden Hoca, şehre aidiyet duyan insanlarla iletişim kurarak onların şehre katkılarını sağlamış ,Süheyla-Sıtkı Alp Kampüsü ile bunun örneğini göstermiştir.

Makamlar ve mevkiler  hayatın akışı içerisinde  gelip geçiyor.

Sekiz yıl önce rektörlük görevini üstlenen  Hikmet Hoca bu süreyi ,görev bilinci ve sorumluluğu içerisinde yapmaya  gayret etti.

Makamın  verdiği  üstünlüğü  görmezden geldi, kibir sahibi olmadı.

Mütevaziliğinden hiç taviz vermedi.

Bilim adamlığı ahlakı, yönetici dirayeti ve Erzurumluluk ruhuyla çalıştı.

Beytülmal'e hassasiyet gösterdi ,kırıcı olmadı,özverili çalıştı, arkasından güzel hizmetler ve iyi intibalar bırakarak ayrıldı.

Kendi ifadesi ile Bismillah'la başladığı görevini "elhamdülillah" diyerek tamamladı.

Yaptığı hizmetlerden dolayı Hikmet Hoca'ya ve beraber çalıştığı kadrosuna  marifet iltifat ilişkileri içerisinde şükranlarımızı sunuyor, bundan sonraki yaşamlarında sağlık ve esenlikler diliyorum.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Hasan Hüseyin Yılmaz 01 Ocak 1970 02:00

    Atatürk üniversitesi tarihinin en kötü ikinci rektörü Hikmet Koçak'tır......tüm cemaatçileri dekan ve ana bilim dalı başkanı yapmıştır...doktorluğu kadar idareciliği iyi değil aksine çok kötüdür.....rektörlük döneminde kimleri dekan yapmışsa çoğu bugün fetöden içeridedir......

  • Adınız Soyadınız 01 Ocak 1970 02:00

    Doktorluğuna kimse bir şey demez...ancak Atatürk üniversitesi tarihinin en kötü ikinci rektörüdür...birincisi Hurşit Ertuğrul.......

  • asmin 01 Ocak 1970 02:00

    haklisin gardas bekara kadin bosamak kolay erdal bey gelenle ersber gidenle resber onun icin hayat cok kolay durmadan yaziyor cunku adamin bir sikintisi yok isi tikirinda mecburen yalakalik yapacak yalakalik nasil olur iste boyle allah iyi etsin ben taniyorum erdal beyi cok gormuyorum kapisinda xalisrirdigi calisturdigi adamlari it gibi goren rektoru yazsa ne yZmasa ne neolir maksat yalllozluk

  • Nabi terzi oglu 01 Ocak 1970 02:00

    Bide bizim gazetecileeimiz medyamız yorumcuların yazarlar bazı sorunlara el atıp bir rektör için yazılan bu yazılar erzurum sorunları için yazılan ne güzel olur erzurumlu luk ruhu olur şimdi iş kura gidin mükemmel çalışıyor hiç kimse boş çıkmıyor asıl mesele gönderdikleri yerler adamı 24 çalıştırıp ve sabah sekiz akşam 9 mesai saatleri uygulanarak çalıştırıp ertesi gün o gönderilen adamın tekrar işsiz kalmasına vesile oluyor şimdi bu bir sorun deyilmi hiç yazınızı bunları ben is kur müdürün yanına çıktım bana veriyi cvp şu erzumda tembellik var cvp bu nekadar aydınlatıcı bi cvp bir mudur bu cvp bi veriyor ve hiç demiyor ya bu adamlar niye işten çıkıyor ya bi müfettişleri soluyelimde bi baksınlar adamı şoför gönderiyorsun adama yük tasitiyolar sora da yola çıkarıp bu saate gelixeksin diyorlar adamı çayı alıyorlar adama temizlik yaptırıyor lar ha köle ha işçi farketmez bole davranıyorlar git Petrolleri gez 24 çalışıyor biri nekadar maaş alıyor veya yemeyi mesaisi veriliyormu bırakın rektörü ne yaptığını uzayı fezayi sıralamayi yalakalikyapıyo bu sorunlara el atın erz gençliği tembel diil adamı 8 de ise başlatılan 9 da eve gönder ee ertesi gün ise gel nerde bole çalışma şekli erzurum un tembellitinden bahseden büyüklerimiz sizin göreviniz de işyerini temizlermisiniz yada başka bi görev yaparsınız yada yük taşımaya gidermisiniz