Siyaset Haber Girişi : 16 Haziran 2019 23:30

İstanbul için tarihi buluşma...

İstanbul için tarihi buluşma...
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ve CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun katıldığı İstanbul 2019 Seçim Özel” programı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleşti.
Erzurumajans-AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ile CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde İstanbul 2019 Seçim Özel programında gazeteci İsmail Küçükkaya'nın moderatörlüğünde soruları cevapladı.

AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım ve CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu'nun katıldığı İstanbul 2019 Seçim Özel” programı Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleşti. 

İşte Binali Yıldırım ve Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarından satır başları;

İsmail Küçükkaya: Bugün babalar günü…

Binali Yıldırım: Evlatlarım geldi babalar gününü kutladı. Bana hediyeler almışlar.

Ekrem İmamoğlu: Öncelikle bu yayın hayırlı olsun. Demokrasimiz için güzel bir gün yaşıyoruz. Bugüne nasip oldu. İkimiz de iki erkek bir kız evlat babasıyız. Sayın Yıldırım'ın babalar gününü kutluyorum.

İsmail Küçükkaya: İstanbul'da yaşan bir vatandaşım. Seçimde oyumu kullandım bir hata yapmadım kusurum yok fakat ben şimdi 31 Mart'tan sonra iptal gibi bir durumla karşılaştık. 23'ünde yine oyumu kullanacağım.

BİNALİ YILDIRIM: BU SEÇİMDE OYLAR ÇALINDI

Binali Yıldırım: Sizin bir kabahatiniz yok. Ama oylarınız sayılırken bir takım garip işler oldu şaibe oldu. YSK bu durumu değerlendirerek seçimin yenilenmesine karar verdi. Bizim tercihimiz bu seçimin yenilenmemesiydi. Bu konuda çok çabaladık ama CHP bize yardımcı olmadı. Dolayısı ile seçime gitmek mecburiyetinde kaldık. Keşke oyların tamamı sayılabilseydi o zaman kimsenin kafasında şüphe kalmayacaktı. Bu seçimde oylar çalındı. Oyların yüzde 10'u sayıldı, 29 binlerden 13 binlere düştü. Tamamı sayılsa sonucun değişeceği aşikar. Oyların yer değiştirmesi de çalınmasıyla aynı anlamı taşır.

KÜÇÜKKAYA: YSK'nın kararı verildi, biz seçmen olarak zarfın içerisine 4 pusala attık. Nasıl olur da 3'ü geçerli 1'i geçersiz sayılır?

İMAMOĞLU: YSK bir karar verdi, 24 binden 14 bin 657'ye inen oy oranı. Şu zarf, 4 oy var burada. Oyları çıkarıyoruz. Muhtarlık seçimi aynı zarfta, ilçe belediyesi meclis üyesi seçimi, pırıl pırıl, ilçe belediye başkanlığı seçimi, 25'i AK Parti kazandı. Bu da pırıl pırıl. Şaibesi Büyükşehir Belediye Başkanlığına dokunuyor. Yani şu 20 TL. Diyorsun ki, 'Senin 20 TL'nin 5 TL'si sahte' Buna hiç kimse inanmaz. Bu süreçte çaldılar, kime? Ben de bilmiyorum olmaz. Bu çaldılar lafı olmaz. Kime söylüyorsunuz? AK Partili sandıkta görev alan kardeşlerime mi söylüyorsunuz? İYİ Parti CHP'lilere mi söylüyorsunuz? Mektupta çaldılar diye bir tarif yok. Meydanlarda, caminin önünde çaldılar sözü var.

KÜÇÜKKAYA: O gün ne oldu?

YILDIRIM: Olayları çarpıtmanın gereği yok. İsmail Bey, halka konuşuyorum. Aradaki nihai fark 13 bin 729. Başlangıçta 29 bin 504 küsür. Kaldı ki Ekrem Bey ilk açıklamasını akşam 9'da yaptı. '9 puan öndeyiz' dediği açıklama. Benim ilk açıklamam 11.25'tir. Eldeki bilgilere göre 'biz seçimi kazandık' dedi.

KÜÇÜKKKAYA: Bu hata mıydı?

YILDIRIM: Hayır orada bir hata yok. AA niye yayını kesti, kesmedi, benim işim değil. Mazbatalar işleniyor ona göre genel merkezimizden teyit de ediyoruz. 4 pusula meselesine gelelim. Bu tamamen aldatmacıdır. 4 ayrı pusula var. Ama itiraz edilen Büyükşehir Belediye Başkanlığı oyu. İlçeler için itiraz var. Maltepe için MHP, Büyükçekmece için AK Parti, Sancaktepe için CHP. Neden tamamını saydırdı? Demek ki orada şüphesi var. İtiraz olan pusula sayılır. Biri niye çalındı gibi işi çarpıtmanın gereği yok.

KÜÇÜKKAYA: Aynı zarftan çıkanlar için yorum yapılıyor

YILDIRIM: Oylar ayrı sayılıyor, tutanaklara ayrı geçiyor. Ayrı pusulularda. Biz buna itiraz ediyoruz

BÜYÜKŞEHİR'İN VERİ KOPYALAMA TALİMATINI NEDEN VERDİNİZ?

Binali Yıldırım: Siz gelir gelmez neden Büyükşehir'in veri tabanını kopyalama talimatını neden verdiniz?

Ekrem İmamoğlu: Özellikle burada Sayın Yıldırım'a şunu hatırlatmak isterim, kendi cümleleriyle hatırlatmak isterim. 'Bir belediye başkanı belediyesiyle ilgili her türlü incelemeyi yapabilir' dedi. Tekrar izah ediyorum. Bu bir veri yedekleme işlemidir. Veri yedekleme için veri kopyalama yapılır. 31 Aralık, 31 Mart ve 18 Nisan tarihlerini milat kabul ederek bunları yaptık. Kaldı ki yapamadık. Hukuksuz bir kararla. Bu kadar basit bu kadar kolay bir işlemi başka bir yerlere taşımak… Güvenlik açısından hiçbir riski yok. Yine İBB'de... Yedeklenerek duracağı yer yine orası olacaktı. Sayın Yıldırım'a süreci daha iyi analiz etmesinİ dilerim talep ederim.

Binali Yıldırım: Buna mutlaka cevap vermem lazım. Burada çarpıtma var.

Binali Yıldırım: Vatandaşlarımız bilsin, teknoloji ile aram iyidir. Ver yedekleme ile kopyalama ayrı iştir. İstanbul'un verileri yedekleniyor hem de iki yerde. Bir bilgisayarınız da bile yedekleme sistemi vardır. Benim söylediğim cümlenin sadece ön kısmını ifade etti. Tabi ki belediye başkanının her şeyi inceleme yetkisi vardır. Ama neden kopyalama ihtiyacı duyuyor. O mahkeme kararı da yanlış dedi. Bu veri kopyalama işi bir FETÖ taktiği, bunu geçmişte onlar yaptı. Üç tane de dışarıdan uzman görevlendirildi. Kozmik odalara dışarıdan aday tahin edip görev veremezsiniz.

Ekrem İmamoğlu: “Benim VIP derdim yok, basitleşmiştir demek hakaretse hakarettir”

İsmail Küçükkaya'nın, “Trabzon'da yoğun katılımla miting yaptınız, sonra da Ordu'da yaşanan olayı açıklamanızı isterim?” diye sorması üzerine Ekrem İmamoğlu, “Bence bir tuzakla sona erdirilmek istenmiştir. Benim tavırlarım net nasıl sükunete çağırdığım belli, benim VIP derdim yok. Ben başka kapıları kullandım. Dolayısıyla benim öyle bir sıkıntım yok. VIP süreçlerinin çok daha netleşmesi gerekir. Çünkü geçenlerin haddi hesabı yok. Dolayısıyla ben Trabzon'da beni şuradan gönderin böyle bir kavramım yok. Ben nereden çıkacağımı organize ediyorlar, ben orada söylediğimi anlattım. Ben ne söylediğimi biliyorum.

Sayın genel başkanına ne söylediğimi de biliyorum. Vali beyin de ne söylediğini biliyorum. İstanbullunun sorusu değil. Hakaret etmedim, basitleşmiştir demek hakaretse hakarettir. Bu süreç nettir, yasal süreç nettir. Bizim de başka duyumlarımız var. Hakaretleri vardır, valinin hakareti vardır. Oraya gidişimizde hiç kimseyi başka kelimeler rahatsız etmedi. Bize Pontus, Yunan dediler bu kimseyi rahatsız etmedi, bunu merak ediyorum” dedi. 

“Bence kabul etseydi, Ekrem Bey, özür dileseydi iş bitmişti“ 

Ordu'da yaşanan olayla ilgili konuşan Binali Yıldırım, “Hayretle izliyorum. Ekrem Bey alışkanlık haline getirdi, bu çarpıtmayı, doğru söylememeyi alışkanlık haline getirdi. Sizinle yaşadık, soruları İsmail beyden aldı dedi. Ben almadım dedim, sizde almadı diye açıklama yaptınız değil mi? Saadet adayının çocuğu İGDAŞ'tan çıkarıldı diye söyledi. İBB israfın içinde dedi, sayıştay raporuyla yalanlandı. Fatih portakal bile Ordu işi olmadı yanlış oldu, dedi. Bence kabul etseydi, Ekrem Bey, özür dileseydi iş bitmişti. İki gün sonra düşündü taşındı basitlik diye bir açıklamada bulundu. Aslında şimdi validen özür dilemesi gerekir demiştik. Şimdi başka bir şey diyorum, İstanbullulardan ve milletten özür dilemesi gerekir, çünkü millete yalan söylemiştir” diye yanıt verdi. 

MAL VARLIĞI AÇIKLAMASI

KÜÇÜKKAYA: Ülkeye bu akşam çok büyük bir iyilik yaptınız. Her ikinizden mal varlığı beyanınızın açıklanması isteniyor. Başkan seçilirseniz mal varlığı beyanında bulunur musunuz?

YILDIRIM: Mal varlığı beyanından bulunmak bizim keyfimizde değil. Mecbursunuz buna. Ben 16 yıldır mal varlığı beyanı veriyorum. Her sene de değişiklik olursa yeniliyoruz. Kamuoyuna açıklama diye bir adet yok. Ama hiç problem yok. Benim açımdan hiçbir sakıncası yok. Çocuklarımın da hiçbir koruması yok. Onların ki de kamuya açık. Biz hiçbir şekilde mal varlığımızla geçmişimizle her zaman hesap verdik. Bundan sonra da vermeye hazırız.

İMAMOĞLU: Sayın Yıldırım'ın açıkladığı gibi kamu görevlisi olmamızdan dolayı mal beyanımızı veriyoruz. Hatta İBB başkanı seçildikten soran da beyan etmiştim. Yeni bir siyasi dönem yeni bir süreç şeffaflık katılımcılık… Başkan olma milletvekili olmak bir meslek değil. Bunlar görev. Ama erdemli ahlâklı hesap vermek noktasında dürüstlüğümüz ortaya koymak adına bu önerinizi Sayın Yıldırım gibi zevkle kabul ediyorum. Ama ailece olmalı. Bunu beyanında bulunmak yarındaki kaygıları çözüme kavuşturmak gibi olur. 

KÜÇÜKKAYA: Siz başkan seçilirseniz kent yoksulluğunu azaltma konusunda ne yapacaksınız?

YILDIRIM: Ekonomik bir sıkıntı çekiyoruz. Bu da insanların hayatına öyle veya böyle yansıyor. Birçok müjdemiz vaadimiz var. İstanbul Avrupa'nın 13. Büyük ekonomisi. 500 bin istihdam sağlayacağız. Tuzla'da Biyoteknoloji Vadisi kuracağız. Burada 50 bin kişiye istiham sağlayacağız. Yapay zeka merkezinde gençleri istihdam edeceğiz. Buradaki istihdam miktarı da 24 bin 500 olacak. Pendik'te bir teknoloji geliştirme bölgesi kurulacak. Burada da 50 bin istihdam ön görüyoruz. Atatürk Havalimanı hem Millet Bahçesi hem de fuar alanı olacak. Amacımız Avrupa'daki 50 milyonluk fuar kongre turizminin yüzde 10'undan istifa edelim.

KÜÇÜKKAYA: Siz başkan seçilirseniz kent yoksulluğunu azaltma konusunda ne yapacaksınız? Mesela kadın istihdamı da buna ait. Siz ne vaat ediyorsunuz?

İMAMOĞLU: Öncelikle şu yanlışı düzeltelim. Temiz vakıflarla iş birliği yapacağım dedim. Bu şehir yoksulluğu var. Üç gençten biri işsiz. Okutamamışız meslek sahibi yapamamışız iş sahibi de yapamamışız. Bizim uğraşacağımız şey kesinlikle israf. Belediyenin parasını tasarrufla beraber kullanmak. Dört aileden birisi açlık sınırında. Açlık sınırındaki ailelere 2020 liraya kadar maddi destek sunacağız. Bunu evin kadınıyla paylaşacağız. Eğitim destek paketinin içinde 500 bin öğrencimiz var. Çocuklarına yemek veremeyen ailelere kumaya destek paketi de var. Bölge istihdam ofislerine gelen 200 bin insanımıza iş bulacağız. Ulaşımda 12 yaş altına ücretsiz yapacağız.

Suriyeli mültecilerle ilgili yapılacak çalışmalar 

“Benim partimden olabilir, plaja girmemesi yanlış, İnsanlık dışı uygulamalar yanlış”

İsmail Küçükkaya'nın Suriyelilerle ilgili yapılacak çalışmaların sorulması üzerine Ekrem İmamoğlu, “Biz mevcut mülteci insanları, özellikle çocukları, kadınları, bir envanter çıkaracağız. Biz çocuğu ve kadını koruyacağız. Belediyede özel bir masa kuracağız. Biz benim partimden olabilir, plaja girmemesi yanlış kardeşim. İnsanlık dışı uygulamalar yanlış. En insanı duygularımızla bizim kapsayıcı duygularımızla hareket edeceğiz. Ülkemiz adına ulusal politika geliştirmek için aktif olacağız. Bu süreci nasıl destekleyebiliriz, engellemek için neler yapabiliriz. Biz uluslararası alanda 16 milyonluk kenti yönetiyoruz, bu ülkenin sesi olarak güneyimizde yaşanan olayda petrolü düşünerek oradaki varış sürecine demokrasi sürecine katkı sunmayarak bizi mülteciyle karşı karşıya bırakamazsınız. İstanbul'un sokakları tehlike altında. Doğuda güneydoğuda insanlarımız ekmeğinin elinden aldığını söylüyor” dedi.

“Kanunsuz işlere karışırlarsa normal seyirde gitmesini beklemeden tutar kolundan göndeririz”

Binali Yıldırım ise, “Ekrem Bey çok şey anlattı da ne yapacağını söylemeyi unuttu. Göçmen konusu özellikle Suriyeliler iç savaş başlayınca bu insanlar ölümden kaçtılar. Bize sığındılar, biz inancımız gereği misafir ettik. Bunlar geçici koruma statüsündeler. Böyle bir kimlikleri var, nerede olurlarsa olsun. Bunların hepsinin kaydı var. Eğitim hizmetleri, sağlık hizmetleri veriliyor. Bunlar en temel insanlık hizmetleri, şu görüşe katılıyorum. Bu uluslararası camia gerekli desteği vermedi. Türkiye'yi ne kadar güzel yaptığını her platformda söylediler ellerini taşın altına koymadılar. Bunlar geçici gidecekler. Afrin harekatını yaptık. Başbakanken, oraya bir kısmını gönderdik. 500 bine yakın Suriyeli gitti.

Fırat'ın doğusundaki o bölgeyi temizleyip diğerlerini de göndereceğiz. Ama bu süre içerisinde İstanbul'da yaşayan Fatih Zeytinburnu, Esenyurt, Beyoğlu, gibi bölgelerdeki sayı fazla, burada bir asayiş sorunu, İstanbulluların huzurunu, rahatını kaçıran, olaylara karışırlarsa, kanunsuz işler yaparlarsa, bunların normal seyirde gitmesini beklemeden hiç kusura bakmasınlar tutar göndeririz. Belediyenin bu işi tek başına yapması mümkün değil, bu iş merkezi hükümetle yapılacak. Göç idaresi içişleri bakanlığıyla yapılacak. Bu koordinasyonla yapılacak. İBB'de mültecilerle ilgilenen birim var, bu birim daha da güçlendirilebilir” diye konuştu.

“Önemli olan vaat vermek değil, vaadi yerine getirmektir”

İsmail Küçükkaya'nın “Kadının güçlendirilmesiyle ve iş hayatına katılmasıyla ilgili ne yapacaksınız?” sorusuna Binali Yıldırım, “Kadını iş hayatına katılmasıyla ilgili son 16 yıla bakarsanız çok ciddi bir artış var, siyasette de artış var ama istediğimiz düzeyde değil. Üniversitedeki kız öğrencilerin sayısı erkeklerden fazla, kadın öğretmenlerin sayısı erkek sayısından daha fazla. Asıl bizim yoğunlaşmamız gereken kısım ev kadınlarımız. Ev kadınlarımızın iki türlü sorunları var, hem çocuklara hem işlere bakıyorlar. Onların da sosyalleşmeye ihtiyacı var. Üretimlerini belediye olarak değerlendireceğiz ve her aileye bin liraya kadar katkı sağlayacağız. İstanbul'un 961 mahallesi var, bunun 300 kreş yok.

Bu 300 mahallede 955 tane kreş yapacağız. Ev kadınları çocuklarını rahat bir şekilde gözü arkada kalmadan bırakacak, dışarı çıkacak ve oradan alacaklar. Ekrem beyde de bunlar olabilir. Ben şunu söylemek istiyorum. Bir çok vaatler belediyelerin sosyal vaatleri diyorum. Yaptığı şeyler var, yeni şeyler var. Mesela Ekrem Bey Beylikdüzü'nde kreş vaadi vermiş, 11 tane vermiş sadece 1 tane yapabilmiş, keşke hepsini de yapmış olsaydı ne güzel olurdu. Önemli olan vaat vermek değil, vaadi yerine getirmektir. Siyasetçinin kalitesi oradan ortaya çıkar, ben verdiğim hiçbir şeyi karşılıksız bırakmadım” dedi.

“Biz 150 kreş hızlıca açacağız”

Aynı soruya Ekrem İmamoğlu ise, “Siyaset kalitemizi konusunda incitici oluyor. Bu hoş bir yorum değil. Beylikdüzü halkı bizim nasıl bir 5 yılda neler yaptığımızı ortaya koymuştur. Bugün vaat verme pozisyonu bize aittir. Ama sayın Yıldırım'a ait değildir. Sayın Yıldırım'a şunu söylemeye çalıştım. Siz 25 yıla yakındır, 15 yılda AK Partili belediye başkanlığı olması anlamında yönetimdesiniz zaten o anlamda vaat bize yakışır. Kadınla ilgili yapılanlar yeterince yapmadıysanız, bunları söylemeniz önemli. Bizim vaatlerimiz açıklıyor olması bizi mutlu ediyor. 2019 31 Mart seçimlerinde ve şimdi gelinecek kısımla yerine oturmuştur. Biz insana kadına, çocuklara oturttuk bu seçimi. Biz 150 kreş hızlıca açacağız. Sadece kreş meselesi değil bu.

Kadınların söz hakkı olması meselesi, kadın emek ofisleri, kadınların satın almak garantisiyle kadınların hayat içerisinde olmasını sağlamak. Anneler 0-4 yaş arası çocuklarla anneler İstanbul'u dolaşmasını sağlayacağız. Anneler bütün sosyal tesislerden indirim alacak, kadın sağlığı tarama merkezi, kadın sığınma evi, şiddet kriz evi açacağız. İstanbul 73'üncü sırada TÜİK verilerine göre her kadın şiddet görüyor. Çocuğuyla kadını ihmal üzerinden destekleyeceğiz. Sosyolog istihdamı sağlayacağız. Çocuk istismarı ve kadınla ilgilensin diye. Bütün bu söylediklerim ev kadınlara olağanüstü hizmet ortamı sağlayacağız” diye konuştu.

“İstanbul'un yönü yok, İstanbul'un yönünü çizeceğiz”

İsmail Küçükkaya'nın “Betonlaşma, deprem alanları kalmamış?" sorusuna Ekrem İmamoğlu, “İstanbul'un gittiği yerle ilgili bir tanım yok. İstanbul nüfus planlamasını, böyle bir yönü yok. İstanbul şehrinin yönünü çizeceğiz. Bir yıl içerisinde mevcut durumu belirleyip bir yıl içinde 2030 ve 2050 hedeflerini açıklayacağız. Dünya çapında bir takım dönüm noktalarıdır. İstanbul'un nüfusu bu, kırsal kent planlaması şu, 150 mahallesi tarıma yönlendirecek gibi hususlarda İstanbul'a planlama getireceğiz. Az önceyle konuyla ilgili yeşil alan bakımından İstanbul Türkiye dünyanın en sıkıntılı metropollerinden birisidir.

Biz 15 vadide yaşam vadisi açıkladık. Kuzey kuşağı açıkladık, kuzey ormanlarına verilen tahribattan sonra bizim çalışmayla 30 milyon metrekare alanı şehre katmayı paylaştık. İstanbul'da kentsel dönüşüm önemli bir konu. Bu şehre ben demedim, yönetenler, 25 yıldır yönetenler ihanet ettik cümlesini kuranlar söyledi. Sahile kurulan yüksek binalar, bu şehrin bir çok ilçesinde yapılan yeşil alanların yok edilerek, imara açılarak bu kent yeşil alan yoksulu haline geldi. Bu şehrin değişmez kurallarını yapacağız” dedi.

"20 tane yeşil koridor projemiz var"

Binali Yıldırım ise, “Yeşil alan bir şehir için önemli, şehrin nefes alması insanların binalardan yeşil alan olmamasından bunalıp kendini atacak bir yer bulması lazım. Bizim de 20 tane yeşil koridor projemizi var. Bu Silivri'den başlıyor Pendik'e kadar gidiyor. Bunlar İstanbul'un dereleri bunlar. Önceden buralar dereydi, daha sonra yapılaşmadan dolayı, adı kaldı kendisi yok. Bütün bu dereleri ihya edeceğiz. 37 milyon 500 bin metrekare ilave yeşil alan kazanmış olacağız. Bu alan hem derenin etrafından yürüyüş alanları, bisiklet alanları, piknik alanları olacak.

Bununla yatayda millet bahçelerine geçiş olacak, ondan sonra her mahallede 200 metre mesafede bir çocuk parkı olacak, sonra semt parkları, sonra millet bahçeleri, bu koridorlarla entegre olacak, kuzey ormanlarına erişimi bu koridorlarla sağlayacağız. Kuzeyden Marmaray'a inişi sağlamış olacağız. Buraları depremde geçici barınma alanları olarak kullanacaklar. Bu çok heyecan verici bir proje ve yapılabilir projedir.

Dikey yapılaşma kötü bir şey, şehirde sosyalleşmeyi ortadan kaldırıyor, aynı zamanda da şehrin güzelliğini ortadan kaldırıyor. Ben gelmeden baktım İstanbul'un dikey yapılaşmasında ilçeler bazında inceleme yaptım. 22 ilçede yoğunlaşmış, 18'i CHP belediyesi. 4 tanesinde AK Parti'li belediye başkanları var” diye konuştu.


Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.