Halka küsenlerle kızanlar

7 Haziran seçimlerinde halkımız bir irade ortaya koydu,

Millet iradesini  yerli, yersiz; olur, olmaz işine geldiği gibi kutsayanlar istedikleri sonuçu alamayanlar milletin iradesini sorgulamaya,hatta yargılamaya kalkıştılar.

Birisi, halkımız bizi tek başına iktidar etmedi (bu işte bir yanlışlık var, kabul edilemez der gibi) yeniden seçim yapalım, istediğimizi verin başınız sıkıntıya girmesin, tavırları sergilerken, diğeri (sanki daha önceleri tek başına iktidar olmuş da) halkımız bizi tek başına iktidar etmedi, biz hiç bir koalisyon formülünde yokuz, erken seçimse erken seçim, biz varız, derken kesip biçen sonucu belirleyen kol sallamasını da ihmal etmedi.

İşte küsenle, kızan ilk defa orda buluştular. 

Ülke için lazım olan koalisyonu başaramayan küskünle kızgınının uzlaşmaz tavrıyla;

1 Kasım seçimlerine mecbur edildik.

AKP'nin tek başına iktidar olması için iki yol vardı;

1- HDP'nin baraj altında kalması

2- Milliyetçilik yaparak MHP'den gelecek oylarla tek başına iktidar olmak; bunun için bir senaryo lazım! Öyle bir senaryo olmalı ki iki hedefden de oy devşirilsin. Yani bir senaryo iki hedefe hitap etmeli.

HDP'in PKK ile irtibatı bilinen bir gerçek ve MHP'nin PKK'ya tavrını, bakışını bilmeyen yok!

Ee öyle birşey olmalı ki bir oyunla iki hedeften netice alınmalı. Ne de olsa dünün "Bebek katili" Apo bunların devri iktidarında "Sayın" olmuş, bir masa etrafında müzakere edilen, saygın(!), İmralı kod adıyla anılır olmuştu. Mesajları devlet tarafından Kandil'e iletilen, ülkenin menfaatına olacağına inanılan görüşlerine başvurulan kankaları olmuştu.
Hatta iktidar cevrelerini üzen PKK'lılar "Biji Apo"ya şikayet ediliyordu. Apo onları görseymiş, sopayla kovalıyacağı söyleniyordu.

İşte Apo'yla bu kadar içli dışlı olan ve uzun bir zaman analar  ağlamasın konusunda istediğini elde eden iktidar birden bire 7 Haziran seçimlerinden sonra anaların ağlamasına pek aldırış etmemeye başlad!


Terör hususunda sıkıştıkça İmralı'ya müracaat eden, özel ricalarda bulunan iktidar bu sürede "Sayın Apo"suna hiç müracaat etmedi, Anaların ağlamaması için ricada bulunmadılar. Anlaşılıyor ki aradıkları senaryo buymuş, istenen şey kaos ortamı yaratmakmış.

Ankara'daki katliam sonrası görünmeyen şeyler görünür oldu. 

Söylenmeyen şeyler söylenir oldu, perdeler aralandı.

Halkımız 7 Haziran seçiminde kendi iradesini hiçe sayan, hayata geçirmeyen küskün ve kızgınların asıl niyetlerini öğrendiklerinde ülke aydınlığa çıkacaktır.Vesselam! 
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Sedat samat 01 Ocak 1970 02:00

    Değerli yazarım eğer sizin yazınız olmazsa bu uyuz akp yalakası siteyi hiç ziyaret etmeyeceğim yorumlarımı bile yayınlamaya acizlik ediyorlar yüce ALLAH sizden razı olsun bu arada bu sitede yazar diğe geçinen yalaka peygamberimiz (sav) e kibirlendi diyen zatı erzurumun gururu olarak yazmış geçen yazısında ve o yalaka hakkında yazdığım yorumu yayımlamadılar siz hariç erzurum ajans sitesine yazıklar olsun