Çareyi siyanürde bulan çaresiz kardeşler

İstanbul’un en dindar semti olan Fatih'te bir aile dramı yaşandı. Maddi sıkıntı yaşayan dört kardeşin siyanür içip hayata veda etmeleri yoğun ülke gündemi içerisinde kısa bir haber olarak geçti.

Yaşları 48 ile 60 arasında değişen bu dört kardeşin ölümleri temiz vicdanları sarsarken” Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pulun düştüğü” ülkemizde bu acı haber, hakketmediği makamları işgal edenlerin, haksız kazanç sahiplerinin, holding kurma yarışındaki cemaat ve tarikatların ,siyaset uğruna akıl almaz paraları havaya savuranların, vurguncuların, fırsat düşkünlerinin, yetim hakkıyla beslenenlerin ,yiyip içip göbeğini kaşıyanların kapsam alanına girdi mi bilinmez.

Ölüme birlikte karar veren dört kardeşin yaşadıkları neydi? Nasıl bir çıkmazın içerisine girmişlerdi? Dört erişkin, nefes alacakları bir pencere nasıl oldu da bulamamıştı? Onlara uzanan bir yardım eli neden yoktu? Hangi kapılara başvurmuşlardı? Geri dönülmez bir yola girdiklerinden neden kimsenin haberi olmamıştı?

Komşuları, yakın çevreleri, alış veriş yaptıkları esnaflar durumlarından nasıl haberdar olmadılar? Durumlarını bilenler neden çözüm üretmediler! Bulundukları semtin belediye başkanı, kaymakamı, mahalle muhtarı, cami imamı vs hiç mi bilgi sahibi değildiler?

Nasıl bir ruh hali yaşadılar. Sona giden kararı verirken hangi düşünce girdaplarını aştılar. Aralarında son kez ne konuştular? Dünyanın ve insanların vefasızlığı için ne dediler? Allah bilir!

Yataklarından kalkıp pencereden yalan dünyaya son kez bakarken varlık ve yokluk hakkında ne yorumlar yaptılar?

Sorunlarının maddi olduğu söylendi. Altından kalkamadıkları maddi yük belki de birkaç kişinin boğazdaki pahalı bir restoranda ödedikleri yemek faturası dahi değildi.

Onurlu oldukları, ölümü tercih etmelerinden belliydi. Elektriklerini kesenler onların hayat ışıklarını kestiklerinin farkında mıydılar?

Tanıyanları, onların çok gururlu olduklarını onurluca yaşamak istediklerini, hakketmedikleri hiçbir şeyi kabul etmediklerini, kendi yağları ile kavrulmak istediklerini belirttiler. Öyle ki onlar, avuç açmayı, yeşil kartlı olmayı gururlarına yedirememişler, yaşama tutunmak için son güçlerini harcamalarına rağmen ,altından kalkamayacakları bir yük sırtlarına binince şereflice ölmeyi tercih etmişler.

On beş yıl kendilerinden alış veriş yaptıklarını söyleyen esnafın, olaydan sonra ekranlara çıkıp bu onurlu insanların 2260 TL borçlarının olduğunu ifşa etmesi toplumun ne kadar insanlık kavramlarından uzaklaştığının göstergesiydi.

Kapılarına yazdıkları uyarı ile sosyal devlet olma yolunda daha çok yol kat edeceğimizi ve insanlık değerlerinden gitgide uzaklaştığımızın uyarısını da bir nevi vermiş oldular.

Bu çaresiz insanlar son yemeklerinde ağu içip dünyayı terk ederlerken sorumluluk mevkinde olanların “- "Kenar-ı Dicle’de Bir Kurt Kapsa Koyunu, Gelir de Adl-i İlahi Sorar Ömer'den Onu" sözünü hatırladılar mı bilmiyorum!

Kimsesizler mezarlığına defnedilen bu insanların trajik yaşam öyküleri bu dünyada insanlık adına yapılacak çok erdemli işlerin olduğunu ve yönetimde bulunanların da nasıl ateşten bir gömlek giydiklerini hatırlatması açısından ibret doluydu.

Bu elim olayın haberini izlerken utanan, vicdan acısı duyan, sorumluluk hissi taşıyan, paylaşmasını bilen ,acıya ortak olan, kırmadan incitmeden darda kalanın yardımına koşan bir nesil arzu ettiğimizi ifade eder maddi sıkıntılardan kurtulan bu kardeşlerimize Allah’tan rahmet dilerim.
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Nusret 01 Ocak 1970 02:00

    Dr. Metin Yıldırım beye Olay tamemen fakirlik neyi saklıyor neyi savunuyorsunuz piskolojik sebeple intihar etmişlerdir doğru fakat ana neden fakirliktir. Her fakir intihar etmez kimi başka yola baş vurur. Rahmetliler bu yola başvurmuş. Bu aile bir avrupa ülkesinde yaşasalardı bu halde olurlar mıydı. Haklarında 21 icra dosyası varmış bu da biline

  • Nusret 01 Ocak 1970 02:00

    Ayakta alkışlıyorum harika bir yazı vicdanlara dokunuyor. Antalya da ıntihar eden 4 kişilik Erzurumlu aile de benzer nedenlerle belkide intihar etti Allah bilir.

  • Dr. Metin Yıldırım. 01 Ocak 1970 02:00

    Sayın Erdal Bey, yazınız için teşekkür ediyorum öncelikle. İnsanlık namına, gelecek neslimizin haslet ve karakteri namına ne kadar iyi dileğini varsa hemfikirim. Zira bu Asır, etik-ahlak-erdem değerlerinin yerle yeksan olduğu bir süreçte ilerliyor. Mevlam insanlığa bir sebep ihsan eylesin. Ancak haberin, asayiş dokümanının tamamına vakıf olup olmadığınızı bilmiyorum. Ailenin anneleri psikolojik rahatsızlıklarla, obezite ile mücadele ederek vefat. Dikkat ederseniz 4 yetiskin-yasli insan aynı evde. Evli değiller. 1 tanesi obezite ile mücadelede ve çok nadir dışarı çıkıyor, diğer 2 sini dışarıda gören pek az. Evin tek çalışanı aileye bakmaya çalışıyor, ve tek sosyal veya normal birey belki de o. Nereden bakarsak bakalım, şu saydiklarimin herbir sosyal anlamda birer anomali. Dolayisiyla olayın psikolojik ve belki de psikiyatri boyutu esas. Yoksa çok daha derin fakirlik hikayelerine eminim sizler de sahipsinizdir, ha keza bende anlatırım. Vel hasıl toplumsal psikolojimiz, ve psikiyatri anomaliler yıllar geçtikçe daha derinleşiyor. Olay ekonomik olmaktan öte, böyle bir vasfa sahip, maalesef. Saygı ve hürmetler.