Bir manevi tazminat davası...

Haksız ve keyfi tutuklanmam nedeniyle, açmış olduğum manevi tazminat davasında; mahkeme "5.000TL" manevi tazminata hükmetti. Diğer iki masum memur arkadaşıma da farklı miktarda manevi tazminat kararlarına hükmedildi. Böylece şahsıma ve arkadaşlarıma revâ görülen hukuk dışı keyfi işlemler, Yargıtay'ca ceza davasının düşürülmesi kararının onanmasının hemen ardından, Erzurum 1.Ağır Ceza Mahkemesi'nce, ilk celsede verilen haklı ve yerinde hukukî bir karar ile mağduriyetimiz ve masumiyetimiz bir kez daha tesçil edildi.

Tabi mahkemece verilen bu manevi tazminat, çekilen elemin ve giderilmesi asla mümkün olmayan rencide edici şahsi ve meslekî itibar kaybının karşılığı değil... Zira, şeref ve haysiyetin zelil edilmesinin, kişi hak ve hürriyetinin bir gün bile tahdit edilmesinin ve paha biçilmez özgürlüğünün bir saat dahi kısıtlanmasının parasal bir karşılığı yoktur ve olamaz da... Burada önemli olan hukuksuz bir keyfiliğin ve yasal olmayan kaba bir zorbalığın ve yaşatılan bir adaletsizliğin, takdir edilen parasal miktarin ötesinde, mahkemece yapılan bir hakkın tespit ve kabulü ile iade-i itibaridir.

Zaten benim derdim para ve miktarı değil; açmış olduğum diğer tüm manevi tazminat davalarında da bir hakkın teslimi dışında, öyle parasal bir beklentim hiç bir vakit olmadı. Amaç, ülkemizde zaman zaman fütürsuzca sergilenen böylesi hukuksuzlukların, miktarı ne olursa olsun, biçilen manevi cezalar ile maddi cezaların hukuk tarihi ve literatüründe yer alması, geleceğe taşınması ve yapılanların, bu dünyada kimselerin yanına kâr kalmamasıdır.

Beklenti ve arzum, keyfi ve hukuk dışı işlemi gerçekleştiren ve şahsıma rezilce bir kumpas kuranlardan, başta savcı Osman Şanal olmak üzere, o günün şartlarında henüz deşifre olmamış ve birlikte ortak çete oluşturan, ocaklar söndüren, bu FETÖCÜ sözde hakim ve savcılardan, hukuk önünde hesap sormaktır. Bir vakitler kendilerini lâyüsel ve muktedir bir pâdişâh gibi gören bu hak ve hukuk tanımazları, leke sürmeye çalıştıkları adalete teslim etmektir.

Hukuk yerine zulüm eken bu zalimler, bugün hapishanede yaptıklarının hesabını verecekleri adil bir yargılama ve adil bir hüküm gününü beklemekte... Bu hukuk gaspçısı eşkıyalar, benim ve arkadaşlarımın davalarından, Erzincan Başsavcısı Cihaner davalarından ve ayrıca ülkemize suikast ve kumpas kurmaktan ve terör örgütüne üye olmaktan, hesap vererek yargılanacaklar ve hak ettiklerinin karşılığını, misliyle mutlaka alacaklardır.

Her hal ve şartta; insâfsız zâlimlere ve zulme divân durmak yok.. Kararlı bir biçimde hak ve adalet aramada yola devam...
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Yasin 01 Ocak 1970 02:00

    Yinede söyleyin Ülkede adalet yok demokrasi yok o yok bu yok...umarım yayınlarsımız