Atatürk'ün 23 Temmuz 1919 Erzurum Kongre Nutku'ndaki duası..



"En son olarak niyazım şudur ki, Cenab-ı Vacibu'l-amal Hazretleri Habib-i Ekremi hürmetine bu mübarek vatanın sahip ve müdafii ve diyanet-i celile-i Ahmediyye'nin ila-yevmi'l-kıyame haris-i asdakı olan millet-i necibemizi ve makam-ı saltanat ve hilafeti kübrayı masun ve düşünmekle mükellef heyetinizi muvaffak buyursun"

Sultan VI. Mehmed Vahidüddin tarafından "Paşa! Devleti kurtarabilirsin! Muvaffak ol!" sözleriyle İngiliz işgali altındaki İstanbul'dan uğurlanan Mustafa Kemal Paşa, Anadolu'ya ayak basarak Amasya'ya geçtikten sonra, 15. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir, 3. Kolordu Kumandanı Miralay Selahattin Bey ve Ali Fuat Paşa gibi kimselerin de çalışmalarıyla "Amasya Kararları"nı yayınlamış, vatanın herhangi bir tarafında yapılacak işgalin bütün orduyu ilgilendireceğini, memleketin savunmasına birlikte girişileceğini açıklayarak, Doğu Vilayetleri adına Erzurum'da bir kongrenin toplanacağını bildirmişti. 

Bu genelgenin ardından İngilizlerin artan baskıları sonucu Sultan Vahidüddin, Mustafa Kemal'in görevine son verildiğini ve İstanbul'a geri dönmesini bildiren emirler yayınlamak zorunda kalmıştı. Aynı gün Mustafa Kemal Paşa da Kongre hazırlıklarının başladığı Erzurum'dan 8 Temmuz 1919'da:

"MABEYN-İ HÜMAYUN CENAB-I MÜLUKANE BAŞKİTABET-İ CELİLESİ VASITASIYLA ATABE-İ ULYA-YI HAZRET-İ PADİŞAHİYE 

Şimdiye kadar gerek Zat-ı Akdes-i Hümayunlarına ve gerek Harbiye Nezareti'ne vuku bulan maruzatımda vatan ve milletin ve makam-ı Mualla-yı Hilafetin maruz ve giriftar olduğu avakib-i elime ve buna karşı mütehassıl alam ve evza'ı milliyeyi tekmil safahat ve hakikatiyle arz ettim. 

Bunu ifa etmekle mukaddesatım nefs-i acizaneme tahmil eylediği en yüksek ve en vicdani vazifelerden birini yapmış oldum. 

Amal ve teşebbüsat-ı abidanemin İngilizlerce müdafaa-i vataniyye suretinde değil aherde telakki olunmasından naşi Hükümet-i Seniyyelerinin müşkül bir vuzu' ve tazyik altında kaldığı irade ve ifham buyruluyor.

Hükümet-i seniyyelerinin ve payitaht-ı saltanat-ı hümayunlarının zaten ne gibi tazyik ve şerait-i elime-i inhisar altında bulunduğu gerek çakerlerince ve gerek bütün millet-i necibelerince tamamen malum ve ayan olduğu cihetle bu tazyik ve inhisarın daha ziyade tevsi'ine ve ba-husus pek büyük revabıt-ı sıdk u ubudiyetle merbut bulunduğum kalb ü amali müfşika-i hümayunlarının düçar-ı kelal olmasına hiçbir vecihle razı olmayacağım cihetle yalnız memuriyet-i acizaneme değil, tekmil mübahatını, vatan ve milletimin ve makam-ı akdes-i hümayunlarının nur-u feyiz ve necatından alan pek çok sevdiğim mübarek hayat-ı askeriyeme de veda suretiyle arz-ı fedakari eylerim. 

Makam-ı Uzma-yı Saltanat ve Hilafetin ve millet-i necibelerinin hayatımın son noktasına kadar daima haris ve sadık bir ferdi gibi kalacağımı kemal-i ubudiyetle arz ve temin eylerim. 

Silk-i Celil-i Askeriden istifa ettiğimi Harbiye Nezareti'ne arz ettim. Sıhhat ü afiyet-i Cenab-ı Mülukaneye dua ve her türlü afattan masun buyurmalarını Cenab-ı Kibriya'dan niyaz eylediğim muhat-ı ilmi ali buyruldukta ferman. 

Kulları Mustafa Kemal Fi 8 Temmuz Sene 1335, Saat 11.40 Gece" 



Günümüz Türkçesiyle:

"MUSTAFA KEMAL PAŞA'DAN SON DEFA OLARAK MAKİNE BAŞINDA ALINAN TELGRAFIN SURETİDİR SARAY BAŞKATİPLİĞİ VASITASIYLA PADİŞAHIN YÜKSEK MAKAMINA...

Şimdiye kadar gerek kutsal zatlarına ve gerekse Harbiye Nezareti'ne sunduğum arzlarımda, vatan ve millet ile Yüce Hilafet Makamının uğradığı ve halen içinde bulunduğu acı durumlar ve buna karşı duyulan üzüntüleri ve milletin aldığı vaziyeti, bütün safhaları ile gerçek olarak anlattım. 

Bunu yapmakla, mukaddesatımın aciz nefsime yüklediği en yüksek ve en vicdani vazifelerden birini yerine getirmiş oldum. 

Naçiz düşünce ve teşebbüslerimin İngilizlerce vatanın müdafaası şeklinde değil de başka bir surette kabul edilmesinden dolayı, Yüce Hükümetlerinin zor durumda ve baskı altında kaldığı irade ve ifade buyruluyor. 

Yüce Hükümetlerinin ve saltanat merkezinin zaten ne gibi baskı ve ağır şartlar altında bulunduğu, gerek bendenizce ve gerek soylu milletinizce tamamen ve açıkça bilinmekte olduğundan bu baskının daha ziyade artıp genişlemesine ve bilhassa pek büyük sadakat bağlarıyla bağlı bulunduğum şefkatli kalplerinizin ve düşüncelerinizin hiçbir şekilde zayıflamasına razı olmayacağım. 

Bundan dolayı, sadece şu anda bulunduğum görevime değil, bütün övünç sebeplerini vatan ve millet ile kutsal makamlarının feyzinden ve kurtuluşundan alan pek çok sevdiğim kutsal askerlik hayatıma da veda etmek suretiyle fedakarlıkta bulunduğumu arz ederim. 

Yüksek Saltanat ve Hilafet makamıyla, soylu milletlerinin, hayatımın son noktasına kadar daima koruyucusu ve sadık bir ferdi gibi kalacağımı tam bir bağlılıkla arz eder, bu hususta teminat veririm.

Askerlik mesleğinden istifa ettiğimi Harbiye Nezareti'ne bildirdim. Yüce zatlarının sıhhat ve afiyette bulunmasına dua eder ve her türlü afetlerden korunmanızı Cenab-ı Hakk'tan niyaz ettiğimi yüksek bilgilerinize sunarım.

Ferman. Kulları Mustafa Kemal 8 Temmuz 1919 Saat 11.45 Gece" 

Mustafa Kemal, o gece işte bu telgrafını çekmişti. Artık sivil ve sade bir vatandaş olan Mustafa Kemal Paşa'nın hiçbir resmi yetkisi kalmamış olsa da başta 15. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir Paşa'nın;

"Ben ve kolordum emrinizdeyiz. Bundan sonra dahi ne emriniz varsa ifayı şeref bilirim" demesi ve Vilayat-ı Şarkiyye Müdafa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti'nin desteğiyle bu cemiyetin eş başkanlığına seçilerek çalışmalarına devam etmişti.

Kongre hazırlıklarının tamamlanmasının ardından 23 Temmuz günü Erzurum Kongresi toplanmıştı. Mustafa Kemal Paşa, saltanat ve hilafet makamına olan sadakat yolundaki ilk tavrını burada da sürdürmüş ve açılış nutkunu:

"En son olarak niyazım şudur ki, Cenab-ı Vacibu'l-amal Hazretleri Habib-i Ekremi hürmetine bu mübarek vatanın sahip ve müdafii ve diyanet-i celile-i Ahmediyye'nin ila-yevmi'l-kıyame haris-i asdakı olan millet-i necibemizi ve makam-ı saltanat ve hilafeti kübrayı masun ve düşünmekle mükellef heyetinizi muvaffak buyursun" şeklinde  bitirmişti.

DUANIN AÇIKLAMASI: 

''En son olarak isteğim şudur ki, istekleri gerçekleştiren Yüce Allah, Sevgili Peygamberi hürmetine bu kutsal vatanın sahibi ve savunucusu Diyanet-i Celile-i Ahmediye'nin (Hazret-i Muhammed'in Yüce Dini) kıyamet gününe kadar sadık koruyucusu olan soylu milletimize, Saltanat makamını ve yüce hilâfeti, sağlam ve kutsal değerlerimizi düşünmekle sorumlu olan heyetimize başarılar buyursun!?. Amin.''

Maiyyetindekilerden Mazhar Müfit Kansu, kongre akşamı kendisine "Nutkunuzun sonunu müftü efendinin duası gibi bitirdiniz'' deyince, Mustafa Kemal Paşa niyetini: "Halkı, vatanı ve esir Padişahı kurtarmaya inandırmaktan ibarettir. Zamanında hiçbir şeyi kaçırmamak ve zamansız hiçbir şeye uzaktan yakından tevessül etmemek başlıca dikkati teşkil etmelidir" sözleriyle anlatmıştı. 

Kaynaklar: 

-Atatürk İle İlgili Arşiv Belgeleri, T.C Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Daire Başkanlığı, Yayın No: 1, s.26, Ankara, 

- 1982. Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, Ankara,

- 1927. Mazhar Müfit Kansu, Erzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber, 

- Ankara, 2009. Atatürk Araştırma Merkezi, Atatürkün Söylev ve Demeçleri,

- Ankara, 2006. Yazan:Emre Gül/ Tarih Dosyası/ Dünya Bülteni

Paylaşım:Vehip Atalay Kitapsarayı-Erzurum
Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Mahmut Yıldırım 01 Ocak 1970 02:00

    Çok güzel ve anlamlı çalışmalarınızdan dolayi tebrik ve teşekkür ederim. 850