Aşk-ı Hayyam

Ömer Hayyam; rübai şairi, astronom, matematik dehası olarak pek çok bilimsel ve popüler kitapta ele alınmış, değişik yönlerden incelenmiştir. Rübailerinin Türkçeye son yüz yılda en az otuz kere çevrildiğini biliyoruz. Bu rübailer bilindiği gibi hayatı, insanın varlığı sorununu sorgulayan ve sadece 4 mısra olsa da manaca dev eserlerdir. Bazılarınca yüzeyel bakılarak şarap içme isteğini coşturucu, afrodizyak madde olarak kullanılma çabaları bu rübaileri değil, kötü niyetli kişileri küçültür. Konu üzerinde hiç roman yazılmış mıydı? Bu konuda bilgimiz yok. Sadece geçenlerde yazar dostumuz İrfan Gürkan Çelebi tarafından Aşk-ı Hayyam adlı bir romanda işlendi. Bu roman, tarihi roman özelliğinde, dolayısıyla o yıllara damgasını vuran Alpaslan, Melikşah, Nizamülmülk, Tarkan Hatun, Hasan Sabbah gibi gerçek kişiler yanı sıra Kumru Hatun gibi bir kurmaca şahıs da yer alıyor. Yazar kitabını kısaca “Tarihin saklısından alev alan bir aşk romanı” diye tanımlamış.


Türk tarihinin önemli bir dönemidir ele alınan. Malazgirt savaşı ve hemen ertesindeki Anadolu, İran, Suriye ile Irak kısaca Orta Doğu, buralarda 1100 yılı civarında olup biten kimi olaylar. Anadolu’nun karmakarışık olduğu yıllar. Diyebilirsiniz ki Anadolu ne zaman duruldu ki…


Eserde Hayyam saf ve pür bilim adamı, şair ve aşka düçar olmuş kişi olarak betimleniyor. Neticede tarih ve aşk birlikte raks ederken, öte yandan acıma ve af duygularının aşırı gelişmesinin olumsuz sonuçlarını da görüyoruz. Hayyam’ın bu iyi niyetlerinin Orta Doğunun başına nasıl yüzyıllar sürecek bir Hasan Sabbah ve Alamut Kalesi belası çıkardığını, her tarafı yakıp yıkan Moğollar bu kaleyi yıkıp yere yeksan etse ve içindeki her şeyi yakıp kül etse de günümüze kadar artçılarının sürüp geldiğini görüyoruz.


Son yıllarda tarihi şahsiyetlerin hayatlarını ele alan romanlar hayli popüler oldu. Bunların başında Mevlana ile ilgili her türden kitap çok satıyor. Çoğunluğu birbirinden türetme kitaplar. İrfan Gürkan Çelebi böyle kolay bir işe girişmemiş, belki de hiç işlenmeyen Hayyam’ı ele alarak zora talip olmuş.
    


Aralık 2011’de Mykitap tarafından yayınlanan kitap 303 sayfa. Neticede bir roman olsa da, daha doğrusu roman olduğu için dokuzyüz yıl öncesini insani bakışla görmemizi sağlıyor. Yazılmış pek çok bilimsel araştırma ve derlemenin yeri ayrı fakat bu kitap da bir tarihi roman olması açısından konuya romantik açıdan yaklaşmamızı sağlayabilir. Tarihi roman severlere, konusu aşk olanlara öneriyoruz. İlişkilerin gittikçe maddileştiği, karmaşıklaştığı ve mutsuz insanların arttığı, aşk ve sevdanın önemsenmediği dünyamızda okunması tavsiyeye şayan bir eser. Tarihi değiştiren yüce bir aşk ve şehvetin gölgesinde yitirilen hayatlar sergilenirken tarihin gizli kalmış bir dönemini sorgulama kavramı yaratılıyor zihnimizde. İçinizdeki aşk ve sevda duygularını zararsız biçimde uyarmak istiyorsanız bu kitabı okuyabilirsiniz.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.